İnsan DNA’sında yer alan tüm genetik özelliklere sahip şifreler, yeni çalışmalar sayesinde “hafıza kartlarına” yüklenebilecek. Böylece genetik geçmiş, artık küçük bir hafıza kartında cüzdanda taşınabilecek.
Prof. Dr. Volkan Baltacı, yeni geliştirilen cihazlar ile kişinin tüm genetikdizisinin çıkarılabileceğini, genetik şifrenin bilinmesinin de hastalıkların tedavisinde önemli bir aşama sağlayacağını açıkladı.
Genetik bir tanı merkezinin direktörü olan Prof. Dr. Baltacı, genetik çalışmalar konusunda gelinen noktada AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Bir insanın ortalama 22 bin geni olduğunu belirten Baltacı, her bir genin de bir fonksiyonu yerine getirdiğini söyledi.
Akıl seviyesinden, midede salınan asit miktarı ve hastalıklara yatkınlığın bu genlerle öngörülebileceğini anlatan Baltacı, “Genlerin tüm genetik şifremiz içerisindeki hacmi sadece yüzde bir. Bir hücrenin içindeki 3 milyar bazın sadece yüzde biri, kodlayan, bize özellik veren gen dediğimiz bölgeleri içeren kısımdır. Geri kalanı ise genetiğin tam iyi anlayamadığımız ama yavaş yavaş anladığımız diğer parçasıdır.” dedi.
Direktörlüğünü yürüttüğü genetik tanı merkezince kullanılan ve genetik şifreyi ortaya çıkaran cihazı tanıtan Baltacı, “Bir insan genomu demek, bir hücrenin içindeki tüm genetik materyal demek. Bu tüm genetik materyali bu cihaz bize dizeleyip verebiliyor. Çok büyük bir bilgi. Bunu da çok büyük kapasiteli depolarda ancak saklayabiliriz ve çok kapasiteyi bilgisayarlarda da yorumlayabiliyoruz.” diye konuştu.
Baltacı’nın sözünü ettiği genetik materyalin bir cihaz aracılığıyla dizelenmesi, insan DNA‘sında yer alan tüm genetik özelliklere sahip şifrelerin, yakın gelecekte “hafıza kartlarına” yüklenebilmesine imkan tanıyacak. Bu sayede, genetik geçmiş, artık küçük bir hafıza kartında cüzdanda taşınabilecek.
“İNSAN ÖMRÜ UZAYACAK”
Baltacı, genetik şifrenin “kişiye özel” tedavi imkanı ile birlikte “tanı konulamamış vakaların tespitini” de sağlayabileceğini söyledi.
Zeka geriliği ile seyreden kas hastalıkları, metabolik bozukluklarla seyreden ve çoğu zaman tedavisi olmayan rahatsızlıkların sebebinin ortaya çıkarılamamasının genetik şifre hataları ile ilişkili olduğunu belirten Baltacı, şu değerlendirmede bulundu:
“Bir grup hastada biz bu bölgeyi iyi tarasak bile genetik şifrede bir hata bulamıyoruz. Örneğin, bir kadın üç defa aynı bozukluktan hasta çocuk doğuruyor. Bunu şansla açıklamak mümkün değil. Belli ki genetik bir durum, ya babadan ya da anneden geçiyor. Genetik şifreyi tarıyoruz ama bazen hiçbir şey bulamıyoruz. Bunların bir kısmı, genetiğin diğer yüzde 99’luk kısmından kaynaklanıyor. Biz artık genomun tamamına bakıyoruz. Yeni cihazlar, hastanın kanından izole ettiğimiz DNA’yı koyduğumuz zaman bu alet bütün genetik materyali başından sonuna kadar dizisini çıkarabiliyor.”
Prof. Dr. Baltacı, genetik şifrelerin ortaya çıkmasının en büyük yararının, kişiye özel tedavi imkanı sunması olduğuna dikkati çekerek, şöyle dedi:
“Genetik, bilimin üzerinde durduğu en önemli konudur. Bütün genetik bilimi bu ilişkiyi çözmeye çalışıyor. Bu ne kadar zengin olursa insan ömrü de o kadar uzayacak. Hastalıklara da o kadar az yakalanacağız. Orası çünkü her bir kişi için kendi vücudunun kullanım kılavuzu. O yüzde birlik kısım genelde benzer, yüzde 99’luk kısım ise çok farklı varyasyonlardan oluşuyor. Genetik şifreyi bilmek kişi için çok büyük avantajları ve dezavantajları beraberinde getirebilir. Ben o bilgiyi bilerek size diyebilirim ki ‘Sizin metabolizmanız şu molekülü iyi sindiremiyor. Ondan zararlı atıkları arındırması mümkün değil. Bu da kanser yapabilir. Siz bundan uzak durun.’ Size söyleyebileceğimiz bir uyarı sizin ömrünüze 5 yıl katabilir. ”
Kaynak:http://www.ntv.com.tr/