Merdin ailesi, TÜBİTAK’ın desteği ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü kampüsü içindeki Teknopark’ta kurdukları şirkette dört yılda 10 patent aldı.
İki mühendis kardeş, anne, baba ve kuzenler…
Merdin ailesi, 2013’te TÜBİTAK’ın genç girişimci desteği ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü kampüsü içindeki Teknopark’ta kurdukları şirkette robot üretiyor.
Murat Merdin, Marmara Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra kurduğu şirkette ilk patentini, geliştirdiği alüminyum radyatör ile aldı. Isıtma verimini ve dayanıklılığı artıran bu radyatörün ardından planladığı diğer projeleri hayata geçirmek için işe koyulan Merdin’e, Celal Bayar Üniversitesi Elektrik Elektronik bölümünden mezun olan kardeşi Oğuz Deniz Merdin de katıldı.
Emekli olan baba Kadir Merdin, anne Esin Merdin ve çeşitli alanlardan mezun olan kuzenlerin de katılımıyla adeta aile içi bir bilişim kadrosu oluşturulmuş oldu.
4 yılda 10 patent
Her aile üyesinin bilgi ve yeteneğini sergilemesiyle yazılım, mekanik ve elektrik-elektroniği entegre eden sistemler geliştiren Merdin kardeşler, 4 yılda toplam 10 patent aldı.
Merdin kardeşlerin kurduğu şirket, “senkron kontrollü hidrolik pozisyonlama sistemi” ile Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü’nün yürüttüğü parçacık deneyi için çıkılan ihaleye de başvurdu. Tamamen yerli tasarımla geliştireceği sistemle ihaleye kabul edilen tek Türk firması olan kardeşler ihaleyi kazanamasa da, CERN’in tedarikçisi olarak kabul edildi.
“Ailemizin robotu: Cerberus”
Merdin ailesi son olarak vidalama ve dişli eşleştirme sistemlerini robotik sistemlere entegre ederek Cerberus adını verdikleri bir robot üretti. Cerberus, bir çamaşır makinesi fabrikasında kullanılmaya başlandı bile.
Şirketin kurucusu ve genel müdürlüğünü yapan Murat Merdin, amaçlarının rakip konumdaki İtalyan robotlarını geride bırakmak olduğunu söylüyor. Kendi robotlarının daha küçük boyutlu, hafif ve verimli çalıştığını ifade eden Merdin, sistemin yakın vadede dünyadaki tüm fabrikalara yayılacağına inanıyor. Merdin ailece çalışmanın nasıl bir duygu olduğunu şöyle anlatıyor:
“Bize, ‘bu kadar zamanda bu kadar proje nasıl oldu’ diye soruyorlar. Biz çok çalışıyoruz. Haftanın 7 günü buradayız. 4-5 projeyi aynı anda yürütüyoruz. Kardeşim ve kuzenlerimin yanı sıra annem ve babam bize destek oluyor. Tam bir aile ortamımız var. Dışarıdan gelen insanlar da bu aile ortamına dahil olacak şekilde özenle seçiliyor.”
Anne ve babanın gururu
Emekli olduktan sonra şirkete dahil olan Anne Esin Merdin ve baba Murat Merdin geliştirdikleri projelere aile olarak imza atmaktan mutlu.
Anne Merdin, günlerinin sabah kahvaltısında iş konuşarak başladığını, gün boyu proje konuştuktan sonra iş sohbetinin evde de yatana kadar devam ettiğini anlatıyor. Bu durumdan hem hoşnut, hem de biraz şikayetçi:
“Bu bazen iyi bazen kötü oluyor. Bazen anne olarak şikayet ediyorum. Farklı bir şey konuşalım diyorum. Ama çocuklarım çok büyük işler yapıyor. Biz konuştukça yeni ve farklı şeyler ortaya çıkıyor. Yolda giderken gördüğümüz bir aksaklıktan dahi proje fikri geliştirir hale geldik.”
Baba Murat Merdin ise meslek hayatında edindiği tecrübeleri oğullarına aktardığını, onların da bunu teknolojiyle birleştirdiğini anlatarak, “Bu çok büyük bir keyif. Yönetici olarak çalıştığım zamanlarda hayal edip gerçekleştiremediğim bir çok şeyi oğullarım kendi geliştirdikleri teknolojilerle başarıyor. Bu baba olarak çok gurur verici” diyor.
Kaynak: AA