Özetle
Yine uzunca bir incelemenin ardından sonuç bölümüne ulaştık. Sonuç olarak Samsung Galaxy S9, çok etkileyici bir akıllı telefon, evet. Hatta muhtemelen 2018’in en iyilerinden biri olarak yılı kapatacak, evet. Ancak bu demek değil ki Galaxy S8’den sonra yenilik anlamında hayal kırıklığı yaratmıyor. Galaxy S8’den sonra daha büyük yenilikler bekleyenler Galaxy S9’da beklediklerini bulamayacaklar, bu net. Öte yandan Samsung Galaxy S9’un çıkışıyla beraber Galaxy S8’in fiyatının düşmesi, onu daha cazip hale getirecek. Şu an Galaxy S8’i 3000 TL fiyatla bulabiliyorsunuz. Galaxy S9’un 64 GB’lık modelinin fiyatı ise 4599 TL olarak belirtilmiş durumda. Her ne kadar şimdilik yanında Gear Sport hediyesi bulunsa da, açıkçası Galaxy S8 daha cazip duruyor. Hatta potada farklı marka telefonlar da yer alıyor. Bu telefonlar arasına pek tabii ki 64 GB’lık modeliyle 5400 küsür fiyata bulunabilen iPhone X’i koymuyoruz.
Son tahlilde Samsung Galaxy S9 gözü kapalı satın alınacak bir akıllı telefon olmuyor. Fakat evet, güçlü bir telefon orası kesin. Galaxy S8 kullanıcılarının telefonunda bir güncelleme yapacaklarını düşünmüyoruz, fakat üst seviye bir Android telefon sahibi olmak isteyenler için Galaxy S9 doğru bir seçim olabilir.
Ancak elbette bu noktada seçim her zaman olduğu gibi yine sizin.
Samsung Galaxy S9 incelemesini tüm detaylarıyla gerçekleştirdik. Peki, yeni amiral alınır mı?
Samsung, her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni S serisi amiral gemisini tanıttı ve Samsung Galaxy S9’u Mobil Dünya Kongresi‘nde tüketicilere sundu. Hatırlarsanız biz de CHIP Online olarak yeni amiralin tanıtım etkinliğinde bulunmuş ve Samsung Galaxy S9 ile ilgili ilk bilgileri ve ön incelemesini sizlerle paylaşmıştık. Bu defa da Galaxy S9’u tüm detaylarıyla inceleyecek ve yeni amiralin neler getirdiğini sizlere aktaracağız.
Öncelikle şunu söylemek gerekiyor ki, Samsung Galaxy S9 her ne kadar ilk intibada selef modeli Galaxy S8’den büyük bir değişiklik göstermiyor gibi görünse de, getirdiği AR Emoji özelliği ve akıllı telefon piyasasında daha önce eşi benzeri görülmemiş bir kamerayı sunmasıyla alametifarikasını yaratıyor. Peki, yeni amiral detaylarında neler sunuyor? Şimdi ilk etapta tasarımla başlayıp adım adım yeni amirali inceleyelim.
Samsung Galaxy S9 Tasarımı
Samsung Galaxy S9, görünümüyle ilk bakışta Galaxy S8 kopyası gibi geliyor. Tasarım noktasında selef modele küçük dokunuşlarda bulunarak Galaxy S9’u yaratan Samsung, bir önceki modelde eleştirdiğimiz parmak izi sensörüne de önemli bir revizyonda bulunmuş. Boyutlarıyla zaten abisi Galaxy S9+’a göre daha rahat bir kullanım sağlayan Galaxy S9 için zaten tasarımda büyük bir değişiklik beklemiyorduk. Zira Samsung, açıkçası Galaxy S8’de tasarım olarak oldukça şık bir modele imza atmıştı. Galaxy S9’da da küçük bir revizyonda bulunmuş.
Ülkemizde gri, mor ve siyah renk seçenekleriyle satışa sunulan Galaxy S9, ön yüzdeki ince çerçevelerini Galaxy S8’e göre daha ince sunuyor. Galaxy S9’un üst çerçevesi 8.18 mm, bu da Galaxy S8’den 0.48 mm daha ince olduğunu gösteriyor. Alt çerçeve ise 6.96 mm. Yine bu da selef modelden 0.76 mm daha ince. Böylece Samsung Galaxy S9, S8’den 1.2 mm daha kısa oluyor, ancak aynı boyutta bir ekran sunuyor. Bunun en büyük avantajı, az bir fark da olsa daha kısa bir telefona sahip olmanız. Galaxy S9’un uzunluğu 147.7 mm. Galaxy S8’in ise 148.9 mm. Böylece Galaxy S9, hafif de olsa elde daha dengede duran bir model oluyor. Kalınlık noktasında ise 0.5 mm’lik bir fark var. Galaxy S9’un kalınlığı S8’e göre artarak 8.5 mm olarak karşımıza çıkıyor. Keza ağırlık da öyle… Galaxy S9’un ağırlığı 163 gram. S8, 155 gramdı hatırlarsanız.
Tasarımda büyük bir değişim yaşanmasa da, Samsung Galaxy S9’daki kenar çerçevelerin alüminyum malzemesi daha sağlamlaştırılmış. Böylece Samsung’un iddiası, telefonun darbelere karşı eskisine göre daha sağlam olduğu yönünde. Arka yüzey ve ekran koruması olarak Corning Gorilla Glass 5’in bulunduğu telefonu yine de kılıfsız kullanmanızı pek önermiyoruz. Zira Gorilla Glass 5 de olsa, telefonun yüzeyi anahtarlarla çizilebiliyor, öte yandan yere düştüğünde hasar görebilir. Bu da, telefonun en büyük cazibesini oluşturan şeyin tasarımı olduğunu düşündüğümüzde, onca paranın boşa gitmesine sebep olacaktır.
Telefonda, tasarım noktasında en büyük fark, parmak izi sensörünün yerleşiminde yaşanmış diyebiliriz. Hatırlarsanız Galaxy S8’in parmak izi sensörünün yerini fazlasıyla eleştirmiştik. Kameranın hemen yanına yerleştirilen bu sensörün yeri, kullanmak istediğinizde parmağınızı yanlışlıkla kameraya dokundurmanıza sebep oluyordu. Anlaşılan Samsung tavsiyelerimizi dikkate almış olacak ki, yeni amiralde sensörü kameranın altına konumlandırmış. Böylece parmak izi sensörünün kullanımı Galaxy S8’e göre çok daha kolay olmuş.
Samsung Galaxy S9’da sevindirici bir başka detay, telefonda 3.5 mm’lik kulaklık girişinin bulunması. Farklı markalar artık kulaklık desteği olarak USB-C’ye geçerken, Samsung’un 3.5 mm’yi sürdürmesi oldukça sevindirici kuşkusuz. Böylece kulaklık noktasında da telefonda rahat bir kullanım sağlanabiliyor.
Hazır ses konusuna değinmişken, Galaxy S9’da da artık stereo hoparlöregeçilmiş olması sevindirici bir başka konu. Bunun için “nihayet yapılmış” diyebiliriz. Zira bizce geç kalınmış bir güncelleme.
Bu arada Galaxy S9’un yine tasarımına ilişkin olarak IP68 sertifikasına sahip olduğunu ve bu yolla 30 dakikaya ve 1.5 metre derinliğe kadar suya korumalıolduğunu da söyleyelim.
Samsung Galaxy S9 Ekranı
Samsung Galaxy S9’un ekranı için piyasadaki en iyi performansa sahip olan ve renk reprodülsiyonu, parlaklık seviyesi, renk doğruluğu ve genel netliği en iyi yansıtan ekran olduğunu söylemek zor değil. Aynı zamanda özellikle yoğun ışık altında, yani dış kullanımlarda güneşli günlerde ekran görülebilirliği en üst seviyede. Bu da dış kullanımlarda rahat edeceğiniz anlamına geliyor.
Galaxy S9’daki ekran 5.8 inç büyüklüğünde. Gerek ekran boyutu gerek çözünürlüğü gerekse de görüntülemesindeki boyutlar Galaxy S8’le aynı. Telefonda yine Super AMOLED panel kullanılıyor ve bu panelle beraber 18.5:9 görüntüleme oranıyla 1440×2960 piksel çözünürlük sağlanıyor. Öte yandan telefonun piksel yoğunluğu yine 570 ppi seviyesinde.
Özellikle kontrast oranıyla fazlasıyla beğendiğimiz Samsung Galaxy S9’da, karanlık bir ortamda ekrana da siyahların yoğun olduğu bir görsel yerleştirdiğimizde, detayların üst seviye olduğunu gördüğümüzü de belirtelim.
Bu arada tıpkı Galaxy S8’de olduğu gibi telefondaki çözünürlük varsayılan olarak Full HD+ olarak geliyor. Siz dilerseniz çözünürlüğü Quad HD+ seviyesine getirebiliyorsunuz. Elbette yine ekranın renk dengesini de dilediğiniz gibi özelleştirmeniz mümkün.
Telefonun ekran – gövde oranı da elbette Samsung’un Infinity Display adıyla belirttiği gibi hemen hemen çerçevesiz bir ekran kullanılmasından ötürü oldukça geniş; yüzde 83.6 seviyesinde. Son olarak ekranda elbette Always On Displayözelliğinin yer aldığını söyleyelim. Yani ekranı sürekli açık olarak ayarlayabilir veya kapatabilirsiniz.
Samsung Galaxy S9 İşletim Sistemi
Galaxy S9, arabirimi açısından Galaxy S8’e göre gerçekten farklı değil. İşletim sistemi noktasında farklı olarak telefon kutusundan Android 8 Oreo ile çıkıyor, ancak zaten halihazırda Galaxy S8’lerin de Android 8 güncellemesi aldığınıdüşündüğümüzde, bu noktada da iki telefon arasında fark yok.
Samsung Galaxy S9’da da Galaxy S8’de yer alan, iPhone’un 3D Touch özelliğine benzer bir kullanım görüyoruz pek tabii. Ancak bu yalnızca titreşimli geri bildirim anlamında Home butonuyla karşımıza çıkıyor. Ekranda yer alan her bir uygulama simgesine basılı tuttuğunuzda ise, ek açıklama menüsü çıkıyor. Bu da tıpkı selef modeldeki gibi işliyor. Buradan uygulama ile ilgili ek seçeneklere erişebiliyorsunuz. Ayrıca yine buradan “Birden çok öğe seç“i kullanarak, diğer simgeleri de seçebilir ve böylece uygulamaları ekranlar arasında toplu taşırken kolay bir yol izleyebilirsiniz. Ancak bu bahsettiklerimizin hiç biri Galaxy S9’a özel değil, Galaxy S8’de de kullanılıyor.
Galaxy S9’un klavyesi ile ilgili ise bir çift söz söylemek gerek doğrusu. Galaxy S9’daki dahili klavyeyi gerçekten beğenmedik. Özellikle klavyenin kelime önerileri sizi farklı bir klavyeyi kullanmaya teşvik ediyor desek yanılmış olmayız.
AR Emoji ve Bixby
amsung’un Galaxy S9 ile gerçekleştirdiği AR Emoji atağı, Apple’ın iPhone X modeline karşı verdiği en açık cevap elbette. iPhone X’de Animoji şeklinde karşımıza çıkan benzer hareket, TrueDepth kameranın kuşkusuz sadece eğlenceli bir yanıydı. TrueDepth kameranın alametifarikası ise yüz tanıma, yani Face ID sisteminde etkin rol oynamasıydı. Galaxy S9’da bu noktada bir hareket yok, ancak AR Emoji ile işin eğlence yanını kullanıcılarına sunmayı amaçlamış şirket. O sebeple AR Emoji her ne kadar Galaxy S9’u Galaxy S8’den ayıran yeni bir özellik olsa da, teknoloji anlamında açıkçası pek bir şey ifade etmiyor.
AR Emoji’yi anlatacak olursak, Samsung Galaxy S9 için eğlencelik bir uygulama olduğunu söyleyebiliriz. AR Emoji ile size özel, kendi emoji karakteriniziyaratabiliyor veya halihazırda hazır olanlardan seçebiliyorsunuz. Bu konuda Disney ile bir anlaşma yapan şirket, böylece belli başlı Disney karakterlerini kullanmanızı da sağlıyor.
Ön kamera yoluyla yüzünüzü algılayarak size en benzeyen çizgi karakteri yaratan AR Emoji, böylece kendi emojinizi oluşturmanıza olanak tanıyor. Bu da sosyal medya mesajlaşmalarınızda, emojilere hayat verebileceğiniz anlamına geliyor. Yani AR Emoji yoluyla kendi dijital kopyanızı yaratabiliyorsunuz. Yarattığınız emojinin yüz şeklini, göz ve saç rengi gibi değişiklerini yapabildiğinizi ve bu dijital kopyanızla eğlenceli GIF animasyonlar oluşturabileceğinizi de söyleyelim.
Sonuç olarak bu özellik ile diyebileceğimiz şey, AR Emoji genel olarak eğlenceli ancak bu, telefonu satın aldırmak için kesinlikle tek başına bir sebep değil.
Bixby
Galaxy S8 ve Note 8 modellerinden de bildiğimiz Bixby, elbette Samsung Galaxy S9’da da karşımıza çıkıyor. Ancak ülkemiz için henüz Türkçe dil desteğisunulmadığından hala pek kullanışlı olmadığı açık. Neyse ki telefonun yanındaki Bixby tuşunu kullanıma kapatabiliyorsunuz.
Her ne kadar fotoğraf çekmekten çeviri noktasına kadar pek çok farklı alanda bir dijital asistan olarak davranması beklenen Bixby, Galaxy S8’de pek varlık gösteremediyse de Samsung, Bixby’nin geleceğinden umutlu. Güney Koreli şirket, özellikle Bixby 2.0 sürümü geldiğinde işlerin değişeceğine inanıyor. Bunun için ise muhtemelen Galaxy Note 9 akıllı telefonunu beklememiz gerekiyor. Bu anlamda Galaxy S9’da yer alan Bixby ile ilgili çok büyük farklılıkların olduğunu söylemek zor. Ancak Bixby Vision için diyebiliriz ki, ilk haline göre daha fazla sonuç döndürüyor ve dönen sonuçlardan bazıları hala doğru değil. Samsung, bu konuda çalışıyor; muhtemelen önümüzdeki dönemde bu asistan güçlenecektir. Ancak şu anki haliyle Siri’nin yeteneklerine yaklaştığını, fakat henüz bir Google Asistan seviyesinde olmadığını söyleyebiliriz.
Biyometrik Güvenlik ve Yeni Hoparlörler
Galaxy S9, Galaxy S8’e kıyasla güvenlik noktasında özellikle parmak izi sensörünün daha kullanışlı olmasıyla fark yaratıyor diyebiliriz. Özellikle Galaxy S8+ ve Note 8‘de parmak izi sensörü yerine iris taramaya yönelmiştik hatta. Galaxy S9’da sensörün yerini daha rahat erişebilir yere taşıyan Samsung, böylece bu sensörü daha kullanılabilir hale getirmiş.
Samsung Galaxy S9, biyometrik sensörleri noktasında selefine kıyasla gelişim gösteren bir model. En azından yaptığımız denemelerde bunu gördük. Şöyle söyleyelim: Yüz tanıma ve iris tarama noktasında Galaxy S8’de farklı ışık koşullarında yüzde 30 ila yüzde 50’lik bir doğruluk payı aldıysak, her ikisi de Galaxy S9’da daha yüksek oranda doğru çalışıyor. Zira yaptığımız denemelerde neredeyse her seferinde başarılı sonuç aldık. Ancak düşük ışık problemi yine sürüyor. Özellikle iris tarayıcısı, düşük ışıkta geç tepki gösteriyor.
Yüz tanıma noktası ise, elbette iPhone X kadar güvenli değil, o kesin. Ancak hep söylenen “fotoğraf yoluyla taklit edilebiliyor” sözünü Galaxy S9 için söyleyemeyeceğiz. Zira bunu denedik ve başarılı olamadık. O nedenle bu anlamda içiniz rahat olabilir.
Yüz tanıma özelliğiyle ilgili son bir şey daha söyleyelim. Mesela Galaxy S9’u masaya bıraktınız ve yüz tanıma yoluyla telefonu açmak istiyorsunuz. Bunun için başınızı telefonun görüş alanına sokmanız gerekecek, yani bir nevi başınızı telefona uzatmanız lazım. Bu konuda Apple’ın Face ID’sinin daha başarılı olduğunu söylemek gerek. Zira Face ID daha geniş bir görüntüleme açısı sağlıyor.
Yeni Hoparlörler
Samsung, geç kaldığı bir özelliği sonunda amiral gemisine yerleştirdi. Galaxy S8 Plus ve Note 8 incelemelerimizde de böylesi üst seviye bir telefonda stereo hoparlörlere olan ihtiyaçtan bahsetmiştik. Neyse ki Samsung daha geç olmadan, Galaxy S9 ile çift hoparlörlü akıllı telefonlar arasına katıldı.
Dolby Atmos destekli AKG hoparlörler elbette Note 8 ve Galaxy S8 modellerine göre daha keyifli bir ses performansı sağlıyor. Genel sesin ve ses kalitesinin etkileyici olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak kalite konusunda piyasanın en iyisi olduğunu söylemek çok iddialı bir yaklaşım olacaktır. Zira bu konuda iPhone X, Samsung Galaxy S9’dan daha başarılı duruyor.
Galaxy S9 Performansı ve Pil Ömrü
Samsung Galaxy S9, bu yıl tanıtılan en güçlü telefonlarından biri oluyor. Telefonun teknik kadrosu da buna göre şekillendirilmiş durumda. Bu konuda elbette selef modele kıyasla yenilikler mevcut. İki farklı teknik altyapıyla dünyaya sunulan Galaxy S9, Snapdragon 845 ile ABD ve Çin’de bulunurken, Avrupa ve dolayısı ile ülkemizde, Samsung’un yeni Exynos 9810 yongaseti ile satın alınabiliyor.
Elimizde de 8 çekirdekli Exynos 9810 işlemci ile bulunan Galaxy S9, 4 çekirdekli 2.7 GHz frekanslı Mongoose M3 ve 4 çekirdekli 1.8 GHz frekanslı Cortex-A55yongalarından güç alıyor. Telefonun grafik işlemcisi de Mali-G72 MP18 oluyor.
4 GB RAM ve 64 GB dahili depolama alanına sahip olan Galaxy S9, ayrıca elbette microSD kart yoluyla 400 GB daha hafızasını genişletebiliyor.
Bu detaylar ışığında Galaxy S9 için söylenebilecek olan tek şey, 2018’in performans canavarı akıllı telefonlarından biri olduğu. Galaxy S9 ile performans konusunda en ufak bir sorun yaşamıyor, oyun noktasında ise çok rahat ediyorsunuz.
Peki, Samsung Galaxy S9’un pil performansı nasıl? Galaxy S9’da da yine S8 gibi 3000 mAh kapasitesinde bir batarya yer alıyor. Bu anlamda Galaxy S8’e göre bir sıçrama bekliyorduk, ancak Samsung fiziksel bir değişiklik yapmamış.
Pil ile ilginç bir detay, mesela geçtiğimiz sene Galaxy S8 ile yaptığımız incelemelerde, telefon 8 saatlik pil ömrü uyarısında bulunduğunda bataryada yüzde 60 doluluk oranı bulunurken, Galaxy S9’da aynı süreyi yüzde 70 oranındayken görüyoruz.
Standart 90 dakikalık Full HD video testimizi, telefonun ekranı Quad HD’ye ayarlayarak uyguladığımızda aldığımız sonuç, yüzde 17 kayıp oldu. Bu sonuç ise pil tüketiminin geçtiğimiz seneye göre geliştiğini gösteriyor. Zira Galaxy S8’de aynı testte yüzde 23’lük kayıp görmüş, ekran Full HD iken ise yüzde 19’luk bir kayıpla karşılaşmıştık. Bu anlamda da Galayx S9, bataryasıyla aşama kaydetmiş. Fakat iPhone X’den aynı testte aldığımız yüzde 10 kayıp sonucunun hala gerisinde.
Peki, Galaxy S9’u gece başınıza bıraktığınızda sabaha kadar ne kadar pil tüketimi oluyor? 8 saatlik bir gece çalışma sonucu, telefon yüzde 5‘lik bir kayıp gösteriyor. Bu da modern telefonlar için ortalama bir performans. Ancak daha iyisini beklerdik pek tabii.
Samsung Galaxy S9’da kablosuz şarj desteği bulunuyor. Samsung hem Qi hem PMA standartlarıyla uyumlu olarak kablosuz şarj desteği gösteriyor. Bu da Galaxy S9’u herhangi bir kablosuz şarj pedinden şarj edebileceğiniz anlamına geliyor.
Samsung Galaxy S9 Kamerası
Samsung, Galaxy S9’da en büyük farkı kamerasıyla ortaya koyuyor. Telefonda yer alan 12 MP kamera, belki çözünürlük olarak büyümemiş ancak çok başka bir özelliği bizlere sunuyor. Samsung, Galaxy S9’un arka kamerasında diyaframın f/1.5 ila f/2.4 arasında değişebilmesini sağlıyor. Böylece üst düzey düşük ışık çekimleri için f/1.5 ve daha iyi aydınlatılmış sahneler için f/2.4 diyaframları arasında geçiş yapabilen Galaxy S9, bu sayede fotoğraflarda daha başarılı sonuçlar elde edebiliyor. Bu değişimi ise, kullanıcıları yormamak için kendisi yapan Galaxy S9, genellikle varsayılan olarak f/2.4 diyaframda yapıyor çekimleri. Ancak zayıf ışık verisi algılandığında f/1.5’e geçiyor ve sahneyi parlatarak sunuyor. Bu da ışık koşulları düşünüldüğünde, ortaya güzel bir fotoğraf çıkmasını sağlıyor.
Yine de elbette biz profesyonel moddan ziyade otomatik moda odaklanacağız, zira bu mod çoğu Galaxy S9 kullanıcısı tarafından kullanılacak. Onun için de yekten şunu söyleyebiliriz: Her zamanki gibi mükemmel ama otomatik modda Galaxy S8 üzerinde çok büyük bir yükseltme yok.
Yaptığımız çekimlerde genel olarak yüksek kalite beklentisini rahatlıkla karşılayan Galaxy S9, otomatik modda yaptığımız gece ve gündüz çekimlerinde iyi iş çıkarttı.
Tekrar Samsung Galaxy S9’un düşük ışık diyaframına döndüğümüzde ise, düşük ışık çekimlerinde ustalık kazandığını gördüğümüzü rahatlıkla söyleyebiliriz. Fakat düşük ışık pahasına zaman zaman canlılıktan ödün verilebiliyor, zira sahne parlatılıyor. Düşük ışıkta çektiğimiz görüntülerde gürültü yer alıyor ve yüksek parlaklık oranının sunulduğunu görüyoruz. Bu da bazı kamera enstantanelerinde canlılıktan yoksunluğa neden oluyor. Ancak profesyonel modu kullanarak diyaframları manüel olarak ayarlayarak değiştirebilir ve çekiminizi böyle gerçekleştirebilirsiniz. Bu senaryoda daha iyi performans alacağınızı söyleyebiliriz.
Samsung Galaxy S9’da kameraya gelen yeni özelliklerden biri de 960 kare video kaydı yapabilmesi. Yani telefonda ağır çekim noktasında gelişim mevcut. Bu konuda özellikle iyi ışık koşullarında çok başarılı sonuç veren Galaxy S9, daha önce Sony Xperia‘larda da karşılaştığımız gibi düşük ışıkta ise bu işlevinden pek yararlanamıyor.
Kamera konusunu özetleyecek olursak, Samsung’un Galaxy S9 kamerasıhakkında metiyeler düzmesi, kuşkusuz çok büyük beklenti oluşmasına sebep oldu. Evet, kamera çoğu zaman çok başarılı sahneler yakalıyor, hatta şöyle söyleyelim: Galaxy S9’la kötü fotoğraf çekmek için uğraşmanız gerekecek. Ancak düşük ışık performansı, az önce de bahsettiğimiz gibi bazı sınırlara takılıyor. Öte yandan Galaxy S9’da çift kamera kullanmak isteyenler, Galaxy S9+’a yönelmek durumundalar, bunu da son olarak belirtmek lazım.
Kaynak : https://www.chip.com.tr